FPÖ, Viyanalı Türklerin Oylarını Kazanmak İçin Tüm Yöntemleri Kullanıyor
Yıllardır Müslümanlara ve Türk derneklerine karşı sert bir tutum sergileyen FPÖ, şimdi Türk kökenli Viyanalılar için yeni bir siyasi yuva olarak kendini tanıtıyor. Uzun yıllar boyunca Viyana’daki Türk kökenli seçmenlerin çoğunluğu, sosyal demokrat partisi SPÖ’ye oy veriyordu. Ancak artık FPÖ de bu alana yönelmiş durumda. Partinin temsilcileri, Ramazan ayında iftar davetlerine katılmak için Türk cami derneklerinde görünmeye başladı. Ayrıca FPÖ, şimdiye kadar tanınmayan bir altın tüccarı olan Türk kökenli Memo Özay’ı aday gösterdi. Bazıları, FPÖ’nün Türkleri “yeni Sırplar” haline getirme çabasında olduğunu düşünüyor. Zira FPÖ, geçmişte Sırplarla düşmanken, şimdi onlarla siyasi bir dostluk kurmuş durumda.
Göçmen Kökenliler Önemli Bir Seçmen Kitlesi Oldu
Avusturya vatandaşlığını almış göçmenlerin sayısı, artık kritik bir seviyeye ulaştı. Statistik Austria’ya göre, yarım milyon Avusturyalı yurtdışında doğdu. Viyana’da ise bu sayı yaklaşık 200.000, yani Viyana’nın üçüncü büyük ilçesi Floridsdorf’tan daha fazla. Yaklaşık 30.000’i Türkiye doğumlu ve bu da onları Avusturya’da en büyük yeni vatandaş grubu yapıyor. Viyana’daki Sırp kökenliler sayıca daha fazla olsalar da, Türk kökenliler kadar vatandaşlığa kabul edilmediler.
Göç uzmanı Kenan Güngör’e göre, Türk kökenliler diğer göçmen gruplarına göre daha organize. Türkiye’den gelen solcular, dernekler aracılığıyla faaliyet yürütürken camiler, de misafir işçilerin ibadetleri için zorunluluk haline geldi. Zamanla bu dernekler, Avusturya siyasetinde etkili birer faktör haline geldi. SPÖ, bugüne kadar Türk kökenli seçmenlere ulaşmada en başarılı parti olmuştu.
Türk Seçmenlerin Oyları İçin Savaş
2020 Viyana seçimlerinde, SPÖ’nün Türk kökenli adayı Aslıhan Bozatemur, listede 30. sırada olmasına rağmen 3571 tercihli oy alarak büyük bir başarı elde etti. Belediye Başkanı Michael Ludwig, Bozatemur’un Türk toplumuyla SPÖ arasında bir köprü işlevi gördüğünü belirtiyor. Ancak Bozatemur’un başarısında, Türk hükümetine yakınlığıyla bilinen UID’nin desteği de etkili oldu.
SÖZ Partisi Başkanı Hakan Gördu, Bozatemur’u Avusturya’daki Türkçe medyasının ekonomik zayıflığını kullanarak, onları SPÖ lehine yönlendirmekle suçladı. Gördu’nun iddiasına göre, Bozatemur, Türkçe medya kuruluşlarını sadece SPÖ’yü ve SPÖ’ye yakın kurumları haber yapmaya zorladı. Bu suçlamalar nedeniyle Bozatemur, Gördu’ya hakaret ve iftira davası açtı.
Bu noktada FPÖ de devreye giriyor. Geçtiğimiz günlerde FPÖ, yalnızca Türkçe medyasına yönelik bir basın toplantısı düzenledi. FPÖ yetkilileri, bunun basın toplantısı olmadığını, Türkçe medya temsilcilerinden gelen bir röportaj talebine yanıt verdiklerini savundu. Ancak toplantının, iftar daveti olarak planlandığı ve son anda basın toplantısına dönüştüğü ortaya çıktı. Bu, aynı zamanda Türkçe medya temsilcilerine gönderilen bir mesajdan da ortaya çıkıyor. Mesajda şöyle yazıyor: “Dominik Nepp'in bir toplantisi nedeniyle iftar davetini iptal etmek zorunda olduğumuzu üzülerek bildirmek isterim. Saat 15:00 de Rathaus'da basın toplantısı düzenlenecek. Sevgiler.”
Geçtiğimiz hafta sonu, FPÖ’lü Leo Lugner, AKP’ye yakınlığıyla bilinen Atib’in düzenlediği bir etkinlikte görüldü. Öte yandan Atib’in, 23 Mart’ta Lugner City’de düzenleyeceği iftara FPÖ temsilcileri de davet edildi. Ancak bu etkinlik, son dakikada iptal edildi. FPÖ, yıllardır Atib’i siyasi İslam’ın merkezi olarak eleştirirken, şimdi bu grupla ilişkilerini yeniden şekillendiriyor.
FPÖ’nün Yeni Stratejisi
Göç uzmanı Kenan Güngör’e göre, FPÖ sağcı partilerin zaman içinde nasıl değiştiğine dair klasik bir örnek sergiliyor. Geçmişte antisemitizmi terk eder gibi yaparak milliyetçi gruplarla birleşen FPÖ, şimdi de İslam karşıtlığını geri plana iterek muhafazakâr Türk seçmenlere yöneliyor.
Bu doğrultuda, FPÖ’nün Türkçe medya üzerinden yürüttüğü propaganda dikkat çekiyor. Son haftalarda, “Avusturya Gündemi” ve “SN Media” gibi Türkçe haber sitelerinde, FPÖ’nün ücretli reklamları yayımlandı. Bu reklamlarda, LGBT karşıtı söylemler ön plana çıkarıldı. Reklam metinlerinden birinde şu ifadeler yer aldı: “Viyana’daki okullarda çocuğu olan Türk kökenli seçmenler için FPÖ artık tek umut! Çünkü LGBT propagandasına açıkça karşı duran tek parti FPÖ!” Bir başka noktada ise başörtüsü yasağına değinildi: “FPÖ’ye ‘Müslüman karşıtı’ diyenler, şimdi hükümetin 14 yaş altı kız çocuklarına başörtüsü yasağı getirmeye hazırlandığını görüyor!” Güvenlik konusu da ele alındı. FPÖ, “suç çetelerine ve aşırı gruplara” karşı açık bir duruş sergilediğini iddia etti. Reklamın sonunda, “Son 12 ayda, Türk kökenli Avusturyalılar FPÖ’den hiçbir olumsuzluk görmedi” denildi.
Türk kökenli bir gastronom FPÖ için mi çalışıyor?
Bu reklamların finansmanıyla ilgili olarak, profil tarafından elde edilen bir faturada, Kaer Consulting GmbH’nin adı geçiyor. Şirketin sahibi, Viyana’da iki restoran işleten Türk kökenli iş adamı Güray Kaan Aras. FPÖ’nün medya toplantısında gazetecileri ağırlayan da Aras’tı. Ancak FPÖ yetkilileri, reklam kampanyasından haberleri olmadığını iddia etti. Aras ise konuya ilişkin yorum yapmaktan kaçındı.
Bu süreçte bir başka isim de dikkat çekiyor: Ozan Ceyhun. 1980’de Türkiye’de solcu bir aktivist olarak askeri darbeden kaçan Ceyhun, Almanya’da bir dönem Yeşiller ve SPD saflarında siyaset yaptı. Daha sonra Erdoğan’a yakınlaşarak AKP’ye katıldı ve 2020’de Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi oldu. FPÖ’lü politikacılarla yakın ilişkileri bulunan Ceyhun, FPÖ’nün Türk seçmenlere açılımında rol oynamadığını iddia etse de, son gelişmeler bunun aksini gösteriyor.
Tüm bu olaylar, FPÖ’nün Türk kökenli seçmenlerle ilişkilerini derinleştirmeye yönelik yeni bir strateji izlediğini gözler önüne seriyor.
